Sansuristan

Son günlerde nedeniyle internete sansür geldi, “Alo TiB” dönemi resmen başlanmıştır.

Daha evvela türk soluna yönelik sansürü yazarken “bugün Türk Solu’na yarın herkese” demiştik.

işte o günler geldi. Matbaada gazete toplattıran, PTT’de kapalı zarfa koyulmuş gazeteleri, zarfın içini açtırıp denetim ettiren, hoşuna gitmediği adına dağıttırmayan zihniyetin beklenen bir sonraki adımı da bu oldu.

tüm memleketimiz internete sansür yasağını Abdullah Gül’şöhret tweet’inden öğrendi. Gül, internete sansür yasasını imzaladığını kendi hesabından duyurdu.

Gül, Macaristan gezisinden döner dönmez imzaladığını söylediği sansür yasasıyla ilgili çok mesaj aldığını, kendisine iletilen belli çekincelerin olduğunu, ancak imzaladığı yasayla ilgili fazla tepki çeken iki maddeyi hükümete ilettiğini ve bununla ilgili hukuki düzenlemenin yapılacağını belirterek “yüreklere su serpti”.

Sansür yasası imzalanmıştı, ancak ertesi gün yasal bir düzenleme yapılacak kaygılar giderilecekti.

Yerlerse

Cumhurbaşkanının bahsettiği hukuki düzenleme hükümet nedeni ile torbaya atıldı ve torba yasadan kitabına uydurulmuş bir sansür uygulaması çıktı. Bu durumda sansür mekanizması şöyle işleyecek.

Başbakan’dan “alo TiB” sesinin gelmesiyle beraber “sakıncalı” siteye engelleme gelecek. Sansürleme başlatılacak. TiB Başkanı erişimin engellenmesi kararını 24 saat içinde barış ceza mahkemesine sunacak. Mahkeme de en geç 48 saat arasında kararını verecek. şayet mahkemeye müracaat yapılmazsa ve ya mahkeme aksi yönde karar verirse, engelleme kaldırılacak.

Görüntüde TiB Başkanının engelleme yetkisi mahkeme kararıyla sınırlanmış olmakta, ancak hal hiç de öyle değil.

Düzenlemeye göre başvurunun yapılacağı barış ceza mahkemesinin ansızın fazla bulunduğu yerlerde başvurunun nereye yapılacağına HSYK karar verecek.

Yani TiB yönünden alınan engelleme kararıyla ilgili müracaat HSYK’nın “uygun göreceği” bir mahkemeye yapılacak. Yapılan son kanun değişikliklerle iktidara bağlanan HSYK’nın vereceği kararın ne olacağını tahmin etmek de hiç zor değil.

“Uygun” mahkemeye yönlendirilen başvurularla 48 saat içinde zaten erişimi engellenmiş halde olan site “yasal” olarak engellenecek.

yasa TiB Başkanı’na da dokunulmazlık getiriyor. TiB Başkanı konusu için yürütülecek bir soruşturma için Uluştırma Bakanı’nın izni gerekecek. Yani kendisini atayan isimden izin çıkmadan TiB Başkanı meselesinde işlem başlatılamayacak.

Nasıl ki Tayyip Erdoğan, hakkında soruşturma açılan Hakan Fidan’ı “harcatmayacağını” söylediyse, tıpkı şekilde eski bir MiT görevlisi olan şimdiki TiB Başkanı da “harcatılmayacaktır”.

Bir diğer madde de trafik bilgilerine erişim ile alakalı. Yasaya göre trafik bilgisi bir suçun kovuşturulması veya soruşturulması halinde mahkemelerce talep edildiği takdirde TiB tarafından erişim ve içerik sağlayıcısından alınıp mahkemeye sunulacak.

Yani görünürde yine bir mahkeme unsuru var.

ancak torba yasadan çıkan “siber güvenlik” yetkisiyle TiB istediği her bilgiyi ve trafik bilgisini elde edebilecek.

Bu “siber güvenlik” kavramının içine sokulacakları varın siz düşünün bundan sonra...

Uzun zamandır “milli irade düşmanları”, “paralel”, “haşhaşi”, “örgüt”, “meslek-dış mihrak”, “porno lobisi” derken yeni bir kavramımız daha oldu. Bundan sonraki günlerde, özellikle seçime iyice yaklaşırken bu “siber güvenlik”i fazla sık duyacağız.

Lafı uzatmaya hiç gerek yoktur. Yeni düzenlemede işin arasında yargı süreci katılmış benzeri gözükse de TiB’in yani Tayyip Erdoğan’ın dilediği olacak, Tayyip Erdoğan’ın hoşuna gitmeyen her şeye sansür gelecek her çeşitli bilgi yasal bir kanunsuzluk içinde ele geçecektir.

Türkiye solu